Geçmişteki her şeyin ayrı bir güzelliği vardı. Bu sözümle çoğunuzun hemfikir olmayacağını biliyorum, ama o dönemin güzellikleri, zorluklarıyla birlikte değerlidir. O zamanlar yaşananlar, cefalı olsa da, kıymetliydi. Şimdi ise, modernliğin getirdiği kolaylıklarla birlikte, bazı şeylerin değerini kaybettik. Bunlardan biri de anneler için zahmetli görünen, ancak bebek yetiştirmede büyük öneme sahip olan bebek bezleridir.
Eskiden, hazır bezler yerine anneler, kendi elleriyle kesip diktikleri bezleri kullanırlardı. Bu bezler, tek kullanımlık değildi; sürekli yıkanır, yıpranana kadar kullanılırdı. O devirde bebek büyütmek gerçekten zahmetli bir işti. Şimdiki gibi her şeyin kolay olmadığı bir dönemden bahsediyoruz. Kaynanaların gelinlerine söyledikleri “Kızım, bu devirde çocuk büyütmek ne var? Bebek bezi bile yıkamıyorsunuz, yeni nesil!” sözüne hak vermemek elde değil.
O dönemde bebek bezleri, çamaşır makinesi olmadığı için elde yıkanırdı. Su ısıtma araçları sınırlı olduğundan, su, güneşte bırakılan ibriklerde ya da ocakta ısıtılır, kalıp sabunla bezler yıkanırdı. Daha fazla hijyen sağlamak amacıyla, bezler belli aralıklarla suda kaynatılarak temizlenirdi. Bezin dışına kullanılan muşamba ise koruma sağlardı.
Akşama kadar tarlada çalışan annenin, eve geldikten sonra gece geç saatlere kadar bez yıkadığı günler olurdu. Bu durum, geçmişteki yaşamın ne kadar zor şartlar altında geçtiğini anlamamıza yardımcı oluyor. Bebek büyütmek, anne için zahmetli bir işti; ancak bebeğine duyduğu sevgi, şefkat ve annelik duyguları, bu zorlukları katlanılır hale getirirdi.