Eski Yaşam Alanları ve Hayatın Zorlukları
Eskiden, insanların yaşam alanları günümüze kıyasla oldukça sınırlıydı. Bu alanlar, insanların yaşamını sürdürdüğü "Seki", "Ev", ve "Ocaklık" gibi bölümler ile hayvanların barındığı ahır ve samanlıktan oluşmaktaydı. Bu yerleşim alanlarını çevreleyen "hayat duvarları" ise o dönemde bulunmazdı.
Seki:
Seki, büyükbaş hayvanların barındığı ahırın içerisine yapılan ayrı bir bölmeydi. Kapısı ahırın içine açılan bu bölüm, yarım duvar biçiminde olup yaklaşık bir buçuk metre yüksekliğindeydi. İçerisi, o günün şartlarına göre sergilerle döşenmiş, oda gibi bir alandı. İnsanlar sekiyi sadece kış aylarında kullanırdı. Bunun sebebi, o dönemlerde sobanın olmaması nedeniyle hayvanların sıcaklığından yararlanarak soğuktan korunmalarıydı.
Ev:
Ev, genellikle üç odadan oluşurdu. Bu odalardan kuzey tarafta bulunan "Evlik" olarak adlandırılan oda, evin soğuk hava deposu işlevini görürdü. Evlik, kuzeydeki küçük bir pencere sayesinde serin kalır ve burada yaş ve kuru gıdalar saklanırdı. Bu oda, ailenin yiyeceklerini bozulmadan muhafaza edebilmesi için ideal bir yerdi. Geriye kalan iki oda ise ailenin barınma, oturma ve yatma alanı olarak kullanılırdı. Kış mevsimi sona erdikten sonra, aile sekiyi terk edip eve yerleşirdi. Ancak yaz aylarının bunaltıcı sıcakları ve sivrisineklerle mücadeleleri başlamış olurdu. Aileler, sıcak yaz gecelerinde evin damına cibinlikler kurarak yataklarını serer ve damlarda yatarlardı. Eğer sıcaklık daha normal seviyelerdeyse, sivrisineklerden korunmak için bu sefer cibinlikler evin içine kurularak yatılırdı.
Ocaklık:
Ocaklık, eve bitişik olup kapısı dışarıya açılırdı. İçerisinde, duvara gömülü vaziyette ekmek yapımı için kullanılan büyük bir ocak bulunurdu. Yanında ise küçük bir yemek ocağı yer alırdı. Büyük ocakta ailenin ihtiyacı olan ekmek (yufka) yapılırken, yanındaki ufak ocakta yemek pişirilirdi.
Ahır ve Samanlık:
Ahır, ailenin evcil hayvanlarının barındığı yerken, samanlık ise bu hayvanların yiyeceklerinin depolandığı alandı.
Oda:
Köylerde her hanenin evden bağımsız bir odası olurdu. Bu odalarda erkekler oturup sohbet eder, köye gelen misafirler burada ağırlanırdı. Kış aylarında odaların ısıtılması, "goraşa ocağı" denilen ve bugünkü şömineye benzeyen bir ocakla sağlanırdı. Goraşa ocağı, odanın üst tarafındaki duvara gömülü olarak yapılır ve bacası duvar içerisinden damın üzerine çıkarılırdı. Odaya gelen insanlar, goraşa ocağının etrafında toplanarak sohbet ederlerdi.
Zamanla Değişen Yaşam Alanları: Sobaların kullanılmaya başlanmasıyla birlikte, seki, ailelerin kullanım alanından çıkmıştır. Daha sonra, ahırların yakınında bir oda ve küçük bir salondan oluşan evler yapılmış ve bu evlere seki denmiştir. Isınma, teneke sobalarla sağlanmıştır. Teneke sobaların kullanımı, insanların soğuk kış şartlarında yaşamlarını biraz olsun kolaylaştırmıştır. İlerleyen yıllarda, aileler evlerini ve diğer yerleşim alanlarını (Ocaklık, Ahır vb.) duvarlarla çevirmiştir. Bu duvara "hayat", çevrili alanın içine de "hayatın içi" denmiştir. Aileler, hayatın içindeki alanı genişleterek ikinci bir ev, yakacakların depolandığı tezeklik, kömbe yapmak için fırın gibi yapılar eklemişlerdir. Bu alanların geri kalan kısmı ise sebze yetiştirmek için bahçe olarak kullanılmıştır.
Hayvanların barındığı ahır, samanlık ve kümes ise duvarlarla çevrilerek ayrı bir alan haline getirilmiştir; buraya da "mal hayatı" denmiştir. "Ocaklık" denen yer, günümüzde mutfak olarak bilinirken, "Evlik" ise buzdolabı ve dondurucuların kullanılmasıyla birlikte ortadan kalkmıştır. "Salon" ise "arer" (ara yer) olarak adlandırılmıştır.
Kerpiç kullanılarak yapılan yerleşim yerlerinde evler ayrı bir öneme sahipti. Evlerin duvarları çok kalındı ve iki büyük (ana) ve bir küçük (kuzu) kerpiçten oluşurdu. Bu kalın duvarlar, evlerin kışın sıcak, yazın ise serin olmasını sağlardı. Çatılar ise ağaç üzerine kamış, üstüne saman ve en üstte de şorak (su geçirmeyen, suyla kaymak tabaka oluşturan toprak) ile kaplanırdı.
Bu anlatılanlar, eski dönemlerde insanların aileleriyle birlikte ne kadar zor şartlar altında yaşam mücadelesi verdiklerini gözler önüne sermektedir.