Şerbet içme olayından sonra sırada "yağlık" yani helva töreni gelir. Bu tören, günümüzdeki nişan merasimine benzer, ancak yalnızca kadınlar arasında gerçekleştirilirdi. Geçmişte “yağlık” veya “helva” olarak adlandırılan bu gelenek, günümüz koşullarında değişikliklere uğramış olsa da köklü bir kültürel mirastır.

Yağlık günü kararlaştırıldıktan sonra hazırlıklar başlar. Oğlan ve kız evleri, birkaç gün öncesinden akrabalarını ve yakınlarını davet etmek için harekete geçerler. Davetçiler, köydeki akrabalarla komşu köylere giderek sözlü davet yaparlar. Bu davet işi, oğlan evinden 5-10 kadının toplanarak at arabasıyla köylere gitmesiyle başlar. Bir köyde akrabalarının evine konaklar, o evden birini de yanlarına alarak köydeki diğer akraba ve yakınları yağlığa davet ederler. Bir köydeki iş tamamlandığında sıradaki köye geçilir ve aynı şekilde devam edilir. En sonunda kendi köylerinde de davetçi gezerek, tüm hazırlıklar tamamlanır.

Eskiden ulaşımın daha sınırlı olduğu dönemlerde, insanlar yağlık törenine at arabası veya eşeklerle ulaşırdı. Oğlan evinden kız evine, helva ve çerezler heybe içinde taşınırdı. Kız evine akşam toplanan davetlilere özenle hazırlanan yemekler ikram edilirdi. Bu yemekler arasında çilli, köfte, ayranlı çorba ve keşkaf gibi geleneksel lezzetler bulunurdu.

Yemekten sonra eğlence başlar, gençler eğlenir ve gelin kıza "yağlık" adı verilen örtüler bağlanırdı. Bu törende, seccade üzerine beyaz bir başörtüsü serilir, dört köşesine dört kıvrak iğnelenir ve kaynana en değerli töre olarak "Mecid" atardı. Diğer davetliler de demir para atarak katılırlardı. Örtü bütün odaları gezdikten sonra dışarıya da serilir ve dışarıdaki davetliler de törelerini atarlardı.

Daha sonra, oğlan evinden gelen kaynananın getirdiği "dürü bohçası" açılır ve içindeki hediyeler davetlilere gösterilirdi. Davetliler de kendi getirdikleri hediyeleri bohçaya sergilerlerdi. Birkaç gün sonra kız evi, oğlan evine hazırladığı dürüyü ve hediyelere karşılık olarak çorap, eldiven veya kumaş gibi hediyeler götürürdü.

Törenin son aşamasında, kadınlar sohbet ederken el işleriyle meşgul olurlar ve yağlık bu şekilde tamamlanmış olurdu. Toplanan paralar, kıvrağın içerisine bağlanarak kız evine teslim edilir ve kaynananın nezaretinde para sayılarak düzenlenirdi. Yağlık (Helva) töreni böylece sona ererdi.

Sonuç olarak, yağlık töreni, geçmişin sosyal bağlarını güçlendiren önemli bir ritüeldi. Bu tören sayesinde hem aileler hem de köyler arasındaki ilişkiler kuvvetlenir, insanlar dayanışma içinde bir araya gelirdi. Günümüzde bu tür gelenekler kısmen unutulmuş olsa da, geçmişte büyük bir anlam taşıyan bu törenler, toplumsal kaynaşmanın ve paylaşımın en güzel örneklerini sergilerdi. Gelecek nesillere bu kültürel mirasın aktarılması, toplumsal birlikteliği ve geçmişle olan bağlarımızı diri tutmak açısından büyük önem taşır.